3 Temmuz 2024 Haber Dünyanın en uzun yaşayan insanı Zaro Ağa 160 yıl yaşamıştı Posted by Hayati Karagöz Zaro Ağa, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışına ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna tanıklık eden, dünyanın en yaşlı insanı olarak tanınan bir figürdü. Sultan I. Abdülhamit’ten Sultan II. Abdülhamid’e kadar birçok padişah döneminde olayların küçük bir şahidi olarak yer aldı. Ancak, gençlik yıllarına eriştiğinde Bitlis’te barınamayacağını anlayarak küçük bir torbayla ve yalınayak payitahta doğru yola çıktı. İstanbul’a vardığında, hamallık ve inşaat ameleliği gibi işlerde çalışmaya başladı. Zaro Ağa, 1777 yılında Bitlis’in Mutki ilçesinde doğdu. Genç yaşta ailesini kaybetti ve hayatta kalmak için çeşitli işlerde çalışmak zorunda kaldı. 18. yüzyılın sonlarına doğru, genç bir delikanlı olarak İstanbul’a göç etti. İstanbul’a vardığında, hayatını kazanmak için çeşitli işlerde çalıştı. Hamallık ve inşaat işçiliği yaparak geçimini sağladı. Bu dönemde, Osmanlı İmparatorluğu’nun en zor zamanlarını yaşadı. Napolyon’un Mısır Seferi ve Akka Savunması 1798 yılında Napolyon Bonapart, Mısır’ı işgal etti. Napolyon’un işgali Mısır’la sınırlı kalmadı ve Osmanlı’nın birçok vilayetini tek tek işgal etmeye başladı. Napolyon, Akka’yı işgal etmeye karar verdiğinde, Zaro Ağa da gönüllü olarak askere yazıldı ve Akka Kalesi’nde savaşan genç askerler arasında yer aldı. Akka’da Kahramanca Savunma 1799 yılında Napolyon, 30 bin kişilik ordusuyla Akka Kalesi’ni kuşattı. Cezzâr Ahmed Paşa komutasındaki Osmanlı birlikleri, Napolyon’un modern silahlarına rağmen güçlü bir savunma sergiledi. Zaro Ağa, bu savunmada önemli bir rol oynadı ve kahramanlık gösterdi. Napolyon’un saldırılarına karşı direnen Osmanlı askerleri, Napolyon’un Akka’yı ele geçirmesini engelledi. Bu zafer, Osmanlı İmparatorluğu’nun Napolyon’a karşı elde ettiği önemli bir başarıydı. Yeniçeri Ocağı’nın Dağıtılması ve Zaro Ağa’nın Hayatı Akka’daki zaferin ardından İstanbul’a dönen Zaro Ağa, mütevazı hayatına devam etti. Ancak, 1826’da Sultan II. Mahmut, Yeniçeri Ocağı’nı dağıtmaya karar verdi. Bu karar, Osmanlı İmparatorluğu’nda büyük bir değişimin habercisiydi. Zaro Ağa, bu dönemde Yeniçeri Ocağı’nın dağıtılmasına tanıklık etti ve canını zor kurtardı. Daha sonra, Yeniçeri Katliamı anısına yaptırılan Nusretiye Camii’nin inşaatında çalıştı. İstanbul’un İşgali ve Kurtuluş Savaşı Zaro Ağa, İstanbul’un işgaline ve Kurtuluş Savaşı’na tanıklık etti. İstanbul’un işgal ordularının eline düşmesi, Zaro Ağa’yı derinden yaraladı. Ancak, Kurtuluş Savaşı’nın ardından Türk ordusunun şehre girmesiyle birlikte büyük bir sevinç yaşadı. 6 Ekim 1923’te İstanbul’a giren Türk askerlerinin coşkusuna katılan Zaro Ağa, 146 yaşında kurban kesen kişi olarak dikkatleri üzerine çekti. Bu dönemde Ankara’da bir gazeteye röportaj vererek hikayesini kamuoyuyla paylaştı. Yurtdışı Serüvenleri ve Dolandırıcılık Zaro Ağa’nın ünü tüm dünyaya yayıldı ve sirklerde sergilenmek üzere İtalya’ya götürüldü. Ancak, burada dolandırıcıların eline düştü ve zor durumda kaldı. ABD’ye götürüldüğünde de benzer bir durumla karşılaştı. Mafyanın eline düşen Zaro Ağa, hayatının son yıllarını zorluklarla geçirdi. 19 Haziran 1934’te hayatını kaybettiğinde mezar taşında 160 yaşında öldüğü yazsa da, 157 sene yaşadığı tahmin edilmektedir. Zaro Ağa’nın Mirası Zaro Ağa, inşaat işçiliği, hamallık ve kapıcılık gibi işlerde çalışarak sessiz bir hayat sürdü. Ününe rağmen, refah içinde bir yaşam süremedi ve birçok kez kötü niyetli kişilerin eline düştü. Ancak, Osmanlı’nın yıkılışına ve Cumhuriyetin kuruluşuna tanıklık eden, birçok padişah gören ve uzun ömrü boyunca yaşadığı zorluklara rağmen direnen bir figür olarak tarihe geçti.